Ayrılma Kaygısı Ankara
Çocuk ile ebeveynler arasındaki bağ çok özeldir. Çocuklar doğduğu andan itibaren anne ile sürekli ten teması içerisindedir. Bu temas; anne ile çocuğun birbirine bağlanmasını, sevgi duygusunun güçlenmesini sağlar. Ancak belli bir yaştan sonra çocuğun anne ve babaya bağımlılığı azalır. Çocuk ve aile arasındaki sevgi bağı devam etse de şekli değişir. Çocuğun hayatına okul ve arkadaşlıklar girer. Kendi başına sorun çözebilme ve bir birey olma yolculuğu başlar. Hayatın her evresi gibi bu evre de çocuğun gelişimi için oldukça önemlidir. Ayrılma kaygısı yaşayan çocuklarda ise bu süreç; korku ve endişeyi ifade eder. Anneden uzak olunan her durum çocukta hırçınlığa ve kaygıya neden olur. Yazımızın devamında ayrılma kaygısı ile ilgili bilgilere yer vereceğiz. Çocukluk döneminde yaşanan psikolojik sorunlar ve tedavileri ile ilgili daha detaylı bilgi almak için ise Uz. Kli. Psk. Melike Serttaş’ın Ankara’daki kliniği ile iletişime geçebilirsiniz.
Ayrılma Kaygısı Nedir?
Ayrılma kaygısı; çocukların, özellikle okul çağında, yaşadıkları aileden uzak olma korkusudur. “Ayrılma anksiyetesi” olarak da bilinen bu kaygı, oldukça yaygın görülür. Ayrılma kaygısı yaşayan çocuklar, hırçın tavırlar sergileyebilirler. Okula karşı olumsuz düşünceler içerisinde olabilir ve akranları ile iletişim kurmakta zorlanabilirler. Genellikle ailenin de çocuğa aşırı düşkün olması nedeniyle ortaya çıkan ayrılma kaygısı, yetişkinlik döneminde farklı sorunlara yol açabilir. Bu nedenle ailenin de bilinçli olması ve ayrılma sorunları yaşayan çocuğa sağlıklı olanı, doğru yolla ifade etmesi gerekmektedir.
Ayrılma Kaygısı Neden Olur?
Ayrılma kaygısı, genellikle çocuklarına aşırı düşkün anne babaların tutum ve davranışları nedeniyle ortaya çıkar. Çocukla birlikte uyumak, kendi yemeğini yemesine izin vermemek, tuvalette bile çocuğu kapıda beklemek, sürekli davranışlarını takip etmek ve kendi başına herhangi bir şey yapmasına izin vermemek düşkün anne baba tutumuna örnek olabilir. Toplum yapımızda da anne baba ve çocuk arasında düşkünlük ilişkisine sık sık rastlamaktayız. Birçok aile, çocuk henüz okula başlamadan, çocuktan daha fazla endişeye kapılmakta ve bunu çocuğa da yansıtmaktadır. Aşırı düşkün anne baba tavrı, çocuğun kendini ifade etmesini engeller. Yabancı ortam ve kişiler, çocuk için korku ögesi hâline gelir.
Ayrılma Kaygısının Belirtileri Nelerdir?
Ayrılma kaygısı Ankara; fiziksel, bedensel ve duygusal belirtilerle kendini gösterebilir. Genellikle davranışsal ve duygusal belirtiler ön plandadır. Ancak ayrılma anksiyetesini derinden yaşayan çocuklarda, duygu yükünün baskısıyla, fiziksel belirtiler de ortaya çıkabilir.
Ayrılık kaygısının davranışsal belirtileri:
- Anne veya babadan ayrılmak istememe
- Yalnız zaman geçirmemek
- Okula gitmek istememek, okula gitmemek için bahaneler uydurmak
- Anne baba ile uyumak
- Odaklanamama
- Ebeveynlere yapışıklık ve arkadaşlık kuramama
Ayrılık kaygısının fiziksel belirtileri:
- Karın ağrısı
- Ağlama krizleri
- Mide krampları
- Mide bulantısı ve kusma
- Titreme
- Bayılma
- Baş dönmesi
- Nefes daralması
Ayrılık kaygısının duygusal belirtileri:
- Gelişimsel anlamda yaşından küçük tavır ve tutum sergileme
- Hırçınlık
- Kurallara uymama
- Çekingenlik
- Başka bir yerde kalmak istememe
- Kaybolacağına ya da kaçırılacağına dair paranoyak düşünceler
Ayrılma Kaygısı Nasıl Tedavi Edilir?
Ayrılma kaygısının tedavisinde öncelikli olan anne baba ve çocuk arasındaki ilişkinin tedavi edilmesidir. Bu nedenle bu süreci çocuğa yönelik bir tedavi süreci gibi algılamamak gerekir. Ayrılma kaygısı her çocukta görülebilen bir durumdur. Ancak sorunlu ilişki tedavi edilmediği takdirde yetişkinlik döneminde yeni bağımlılıklara ve sosyal ilişkilerde sorunlara yol açabilir. Çocuk okul çağında yeterince verimli olamayabilir. Bu nedenle ayrılma kaygısında hem anne baba hem de çocuk psikoterapi sürecine dahil edilmelidir.
Ayrılma kaygısının tedavisinde en etkili yöntem ise psikoterapidir. Oyun terapisi, bilişsel davranışçı gibi terapi yöntemleri ile çocuğun iç dünyasına ulaşılabilir. Ayrılma kaygısının tedavisinde amaç; çocuğun aile geçirdiği zamanı sağlıklı bir şekilde kısıtlamaktır. Çocuğa farklı bakış açıları kazandırmak ve kendi başına karar alabilmesini sağlamaktır. Sağlıklı ayrışma sürecinde, elbette sağlıklı aile ilişkisi de korunacaktır. Uzman bir psikolog, çocuğa kendi benlik algısını hatırlatırken aile ile olan sevgi bağının doğru zamanda, doğru şekilde aktarılması için de gerekli yönlendirmeleri yapacaktır.