Kaygı Bozukluğu Tedavisi Ankara
Kaygı, endişeli düşünceler nedeniyle ortaya çıkan ve bedensel bazı değişimleri de beraberinde getiren bir duygudur. Her insan, zaman zaman, hayatındaki değişikliklerle ilgili kaygılanabilir. Ancak kaygı duygusunun kişiyi ele geçirmesi, sosyal yaşamı ve aile ilişkilerini olumsuz etkilemesi yaşam kalitesini düşürür. Kaygının kontrol edilememesi durumu yani “kaygı bozukluğu”; uykusuzluk, nefes almada güçlük, iştahsızlık ya da aşırı yemek yemeye neden olabilir. Eğer kişi, zihnini yeniden düzenleyerek kaygısını kontrol edemezse; kaygı bireyin günlük eylemlerini etkileyecek düzeye gelebilir. Kaygı kontrolü ve kaygı bozukluklarının tedavisi ile ilgili daha detaylı bilgi almak için kliniğimizi arayarak Uz. Kli. Psk. Melike Serttaş ile iletişime geçebilirsiniz.
Kaygı Bozukluğu Nedir?
“Anksiyete” olarak da bilinen kaygı bozukluğu; kişinin sürekli korku hâlinde olması, henüz gerçekleşmemiş olay ya da durumları düşünerek kendini gergin hissetmesidir. Gerçek bir tehlike anında birçok insanın kalp atışları hızlanır. Beyin, “kaç ya da savaş” komutu vererek kişinin ani ve kendini korumaya yönelik bir karar almasını sağlar. Tehlike karşısında hissedilen korku oldukça normaldir. Ancak kaygı durumunda, genellikle düşünceler ve bunların yarattığı korku ön plandadır. Anksiyete, bir bakıma gelecekte olabilecek tehlikelerden kaçmaktır diyebiliriz. Kaygı bozukluğu yaşayan kişiler, bu duyguyu gün içerisinde sık sık hissederler. “Acaba anne babama bir şey olacak mı?”, “Yoksa hasta mıyım?”, “Ya işimi kaybedersem?”, “Ya evim yanarsa?” vb. düşünceler sürekli zihinde dolaşır. Hissedilen kaygı nedeniyle vermek zorlaşır. Kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde hissedilen sıkışma hissi o kadar güçlüdür ki tehlike hiç geçmeyecekmiş gibi gelir.
Kaygı Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?
Kaygı anında, zihinde dönen düşünceler bedeni de etkiler. Kaygı bozukluğunun bedensel krizlerle, dönem dönem ortaya çıkması genellikle “panik atak” olarak adlandırılır. Panik atak yaşayan kişilerde nefes sıkışması, titreme ve terleme gibi belirtiler görülebilir. Kaygı bozukluğunun belirtileri ise daha hafif şiddetlidir ancak kişi bu belirtileri sürekli hisseder.
- Sürekli olarak sinirli, gergin ve mutsuz hissetme
- Kötü bir şey oluyormuş hissinden kurtulamamak, panik duygusu
- Kalp atışında hızlanma
- Nefes alışverişinde hızlanma
- El titremesi
- Özgüvensizlik
- Odaklanmakta güçlük çekme ve sorumluluklardan uzaklaşma
- Uykuya dalmada güçlük ya da aşırı uyuma
- Mide problemleri ve sindirim sorunları
- Düşüncelerden ve sorumluluklardan kaçma isteği kaygı bozukluğunun yaygın belirtileridir.
Kaygı Bozukluğu Türleri
Her bireyin karakteri, büyüdüğü ortam ve yaşadıkları farklıdır. Dolayısıyla korkuları da farklıdır. Bu nedenle kaygı bozukluğunu da bazı kategoriler ile ele alabiliriz. Kaygı bozukluğunun yaygın görülen türlerinden bahsedecek olursak;
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Herhangi bir olay ya da durum karşısında tetiklenebilen kaygı bozukluğudur. Yaygın anksiyete bozukluğu yaşayan kişi, her zaman en kötü ihtimalleri düşünür. Çözüme değil, soruna odaklanır. Basit bir nezlenin ölümcül bir hastalığa dönüşmesinden korkabilir. Çalan her telefonda kötü bir haber alacağını düşünebilir. Yeni girişeceği bir işte başarısız olacağından korkabilir ya da yeni kararlar almaktan korkabilir. Yaygın anksiyete bozukluğu okul, ev, iş, sosyal yaşam başta olmak üzere her an kişinin yaşamını olumsuz etkiler.
Sosyal Kaygı Bozukluğu
“Sosyal fobi” olarak da bilinen sosyal kaygı bozukluğu, kişinin toplu alanlarda hissettiği kaygılanma hâlidir. Kızarma, terleme, kekeleme gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Grup tarafından sevilmeyeceğini düşünmek, dışlanma korkusu vb. nedenlerle ortaya çıkabilir. Sosyal kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde içe kapanık davranışlar gözlenir. Sosyal ortamlardan kaçma eğilimi fazladır. Sosyal fobi ile birlikte diğer fobiler de kaygı bozukluğu kapsamında değerlendirilebilir.
Seçici Konuşmazlık Bozukluğu
Çocuklarda görülen bir anksiyete bozukluğudur. Bu kaygı bozukluğunu yaşayan çocuklar, konuşma yetilerinde sorun olmasa da zaman zaman iletişim kurmayı keserler. Sadece okulda konuşmak ya da sadece aile bireyleri ile iletişime geçmek bu duruma örnek verilebilir.
Ayrılma Kaygısı
Yine çocukluk döneminde görülen bir kaygı bozukluğudur. Ayrılma kaygısı yaşayan çocuk, ebeveynlerinden ayrı kalmakla ilgili yoğun korkuya sahiptir.
Kaygı Bozukluğunun Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Kaygı bozukluğunun tedavisinde farklı psikoterapi metodları kullanılabilir. Kişinin yaşı ve yaşantısına göre psikoterapi yöntemi belirlenir. Psikoterapi süreci, gerekli durumlarda, ilaç tedavisi ile desteklenebilir. Bu süreçte, danışanın kaygı bozukluğunu kabullenerek, tedaviye olumlu yaklaşım göstermesi de önemlidir. Kaygı bozukluğu tedavisindeki tüm bu etkenler, tedavinin süresini de belirler. Ankara’da, kaygı bozukluğu tedavisi hakkında daha detaylı bilgi almak için kliniğimizi arayabilir ve randevu alabilirsiniz.